İstanbul’a geldiğim zaman her şey çok güzeldi. Hayallerim gerçekleşmişti. Kendi kazancım olacaktı. Özgürdüm ve ailemden uzaktım. Sosyal hayatım olacaktı. İstediğim gibi gezecektim eğlenecektim. Ev hapsi hayatım sona ermişti. Bunun için emek verdim dualar ettim ve başarmıştım. Geldiğim zamanlar covid zamanlarıydı çok kötü geçiyordu ama hep çalışmak istediğim için işe koşa koşa gidiyordum. İş öğrenmek için kendi görevim olmayanı bile öğrenmek için uğraşıyordum. İnsanlarla aram çok iyiydi. Sevgi pıtırcığıydım. Herkesi seviyordum. Herkese iyi niyetliydim. Kimsenin beni üzemeyeceğini düşündüm. Büyük sıkıntıları geride bırakıp gelmiştim kim beni üzebilirdi ki? Kimseyle aramda mesafe yok. Sınırlarım yok ama öyle mutluydum. Çünkü farkında değildim canım henüz yanmamıştı.
Ortaokuldan sonra babam liseye göndermeyince ben de akrabalarıma gitmiştim anne tarafıma yaklaşık bir sene kaldım orda. Kaldığım dönemde tesettüre girdim. Döndükten sonra tesettürde istemedim. Okula da gitmek istedim. Tabi hiçbir şekilde istediğim olmamıştı. Çok kötü dönemlerdi benim için. Annem ve babam kavga ediyordu. Ben sürekli annemi koruma gereğinde bulunuyordum. Babam annemi eziyor annem de kendini koruyamıyordu. Babam babaannemi bahane ederek psikolojik şiddet uyguluyordu. Annem ve bana düşmandı. Annem babaannemi istemediği için bende annemi koruduğum için. Çok kötü bir olay değil mi? Bir insanın babasına karşı annesini koruması. İkisinin arasında kalmak. Beni bu duruma ikisi sokmuştu. Evde sürekli kavga olurdu. Ben sadece ders çalışırdım. Okula gitmek isterdim. Ders çalışırken izin bile vermezdi babam. Okuyup adam mı olacaksınız derdi. Hatta ben günlük yazardım çok severdim yazmayı. Dostum yoktu sadece kâğıt ve kalem dostumdu. Bir gün sabah erkenden kalkmış yazıyordum. Babam uyanıp gelip alıp okumak istemişti. Vermek istemedim ısrarla almaya çalışmıştı. Vermek istemedim çünkü babaannemi istemediğimle ilgili yazmıştım. En sonunda bağırdı çağırdı gitti. Vermemiştim. Ama o günden sonra yaklaşık on yıl boyunca ben hiçbir şey yazmamıştım. Çocukluğumdan beri yazmayı seven ben için yazı yazmak yük gelirdi. Nefret ederdim belki de hep en büyük eksik yanım buydu. Babamla tartışmalarım çok büyürdü ama elimden bir şey gelmezdi. Onu utandıracak hiçbir şey yapmamıza rağmen biz kötü bir evlattık. Tüm ilçe babamı tanıdığı için ben dışarda başımı kaldırmazdım babama laf gelmesin diye. İnsanlar için evlilik kocaya kaçmak bir kaçıştı ama ben asla o şekilde bakmadım. Hep annem evlendi ne yaptı ki ben ne yapayım derdim. Ben çalışmak istiyorum derdim. Yan komşum vardı ve çocuğu olmuyordu genç bir kadındı çok severdim severdik onu. Gittiğimiz yere onu da götürürdük. Dostum gibiydi. Bir tek o vardı başka da kimsem yoktu. Çok yalnızdım. Arkamda kimsem yoktu. Destekleyecek yanımda olacak hiçkimsem yoktu. Ben yine de pes etmemiştim. Kurslara gittim web tasarımı, diksiyon gibi. Bizi dışarı göndermeyen babamız buralara nasıl mı gönderdi? Babam başkalarını dinlemeyi çok severdim. Kimseye bir şey diyemezdi. Kurs zamanlarında kendi tarafından yeğenleri falan gelmişti o gitmek istemişti de onunla göndermişti işte. Kendimi geliştirmeye, bir şeyler öğrenmeye çok hevesliydim. Keşke çok fazla imkanlarım olsaydı da daha çok bilseydim isterdim. İmkanları kendim oluşturdum. Gece ders çalışırken ışık yanıyor diye kıyameti koparan babama rağmen. Annemle babam birbirini sevmiyordu. Babam kendini de sevmiyordu bence. Yine de onları kaybetmek istemiyordum. Hep en büyük korkum bu olmuştu. Onları kaybetme korkusu… ortaokul dönemlerimde din kültürü hocam Allah’a ailenize uzun ömürler versin diye dua edin demişti. Ben hiç unutmamıştım bunu hep ağlayıp dua ederdim. Anneme babama kardeşlerime bir şey olmasın diye. Kaybetme korkum burdan geliyor.
Tesettürlü olmayı hiç istemezdim ama ailem asla izin vermiyordu. Babam çevreci bir insandı. Bana ne derler diye kendini düşünen biriydi. Annem de artık sadece kendini dine vermiş gereğinden fazla artık tüm hocaları dinleyerek onlara göre yaşamaya çalışan bir insandı. İkisi de birbirinden bağnazdı. Bu benim için o kadar zordu ki. Bir kez din arayışında bulunmuştum. Çok bunaltmışlardı. Namaz kılıp Kur’an okumama rağmen. Başka dinleri aramıştım. Annemin o baskıcılığı yüzünden nerdeyse Müslümanlıktan nefret edecektim. Neyse ki tüm dinleri araştırmıştım ama sadece araştırmıştım.
Hayat o kadar zordu ki benim için. Ölsem ölemiyorum. İntihar etmek benim için zayıflıktı. Denemedim bile. Görücüler çok gelirdi evlensem evlenemiyorum. Evlilik benim için bir kurtuluş değildi. Kaçsam kaçamıyorum. Kardeşlerimi bırakamazdım. Aslında çıkmaz sokaktaydım ama yine de ışığı bulacağıma hep inandım. Tesettürü hiç sevememiştim ama olmuyordu açılmama izin vermiyorlardı ve bende inat etmiştim. Siz bilirsiniz izin vermeyin gerek okula gideyim gerek çalışayım gerek evleneyim açılacağım demiştim. Atanana kadar mecburen kapalı kalmıştım. Kapalılığım da sadece sınavdan sınava giderkendi işte.
Okul okumak okula gitmek benim için o kadar büyük bir hayaldi ki bazen rüyalarımda görürdüm. Hatta bir gün bir gafletle anneme babama anlattım rüyamda üniversiteye gidiyorum diye babam benimle kavga etmişti. O evde rüya görmek hayal kurmak bile zordu. Her şeyi içimde yaşamaya çalıştım. Hep bekledim sabrettim sabrettim. Belkide sabırlı biri olmam bundan dolayı….
Bir de hastalığım vardı. Fmf hastalığım vardı ama bana geç teşhis koymuşlardı. Akrabalarımın yanında kaldığım zamanlarda genelde eklem ağrılarım olurdu. Ailemin yanına döndükten sonra babam babaannem ben ve kız kardeşim İzmire kuzenimin düğününe gitmiştik. Babam ve halam küstü halamlar amcamın kızını istediği için babamda üstüne vazife olmayan şeylere karıştığı için halam ve halamın kocasıyla arası iyi değildi. O gelmemişti halamlara bir tek biz kalmıştık onlarda. İki-üç hafta kalıp memlekete geri dönmüştük. Döner dönmez bende ataklar başlamıştı. Panik atak sinir krizi gibi bir ataktı. Ağlıyordum ama hıçkıra hıçkıra bir kaç saat boyunca. Yıllarca ben bu atakları yaşamıştım. Bunun için doktora gitmiştik ama çözümü bulamamıştık. İstanbul’a gelene kadar. İstanbul’a gelince bir süre atak geçirmemiştim.
İstanbul ile devam edeceğim. Ara ara eskilerden yazacağım.